Pages

Subscribe:

Ads 468x60px

1 Mart 2012 Perşembe

“DİYABET KONUSUNDA BİLMEDİKLERİMİZ…”

Özel Vefa Hastanesi'nin İç Hastalıkları (Dahiliye) Kliniği hekimlerinden Uz.Dr. M.Ercan Ürer; “Ülkemizde ve dünyada son yıllarda büyük bir oranda artış gösteren ve Şeker hastalığı'nın (Diabetes Mellitus) teşhisi ve tedavisiyle ilgili dikkat etmemiz gereken hususları tekrar hatırlatmak gerekiyor…” dedi.
Uz.Dr. M.Ercan Ürer “Şeker hastalığı vücudumuzda insülin hormonun hiç üretilmemesine,
vücudun ihtiyacını karşılayacak kadar üretilmemesine ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine bağlı olarak ortaya çıkar. Diabet kronik bir hastalık olup hayat boyu tedavi gerektirir. En basit teşhis bir damla kan ile yapılabilen açlık kan şekeri ölçümüdür”
“Bir insanda aşağıdaki belirtilerden en az 3 tanesi varsa şeker hastalığı teşhisi konulabilir.
*Açlık kan şeker 100 mg/d üzerinde ise; *Tokluk kan şekeri 140 mg/d üzerinde ve beraberinde kilo kaybı varsa, *Hba 1c değeri 6'nın üzerinde ise, *Her zamankinden daha fazla susama ve su içme isteğiniz varsa, *Her zamankinden daha fazla acıkma ve yemek yeme hissi, *Çok sık idrar yapma, *Gece idrar yapmak için sık sık uykudan uyanma, *Cildinizde kuruma, *Halsizlik, yorgunluk, *Bulanık görme, *Yaraların geç iyileşmesi, *4 kg üzerinde doğum yaptıysanız, diyabet hastası olabilirsiniz…
“Nedenleri ve başlangıç zamanına göre şeker hastalığı başlıca 2 tipe ayrılır;
1.Tip Diabet; çok genç yaşlarda başlar. Bu tipte pankreasta üretilen insülin miktarı çok düşüktür veya üretim tamamen durmuştur.
2. Tip Diabet ise yetişkin yaşlarda baş göstermeye başlar. Burada insülin üretiminin eksikliğinden ziyade, üretilen insülin gerektiği şekilde etki göstermemektedir. Ayrıca yatkınlığı olan kişilerde, gebelikte üretilen bazı hormonlara ve metabolik yükteki artışa bağlı olarak gebelik sırasında ortaya çıkan ve gastasyonel (gebelik) diabet adı verilen bir diabet çeşidi daha vardır. Bu diabette, kan şekeri hamilelik sonrasında genellikle normale döner. Ancak bu kişilerin yaklaşık %40'ında sonraki 15 yıl içinde tip iki diabet gelişir”
“Bu nedenle şeker hastalarının büyük bir kısmında uzun süreli kan şekeri yüksekliğine bağlı olarak zararlar ortaya çıkmaktadır. Bu zararlar yaşam süresini ve kalitesini etkilediğinden şişmanlar ve ailesinde şeker hastalığı olanlar taranarak hastalığın erkenden teşhisi ve hastaların sıkı bir şekilde takibi büyük önem taşımaktadır. Vücut kitle endeksi 25'in üzerinde olanlar risk altındadır. Diabet'te çıkabilecek zararlar kısa süreli ve yıllar içinde olmalı üzere iki grupta toplanır. Kısa süreli zararlar; HİPOGLİSEMİ (kan şekeri düzeyinin normalin altına inmesi), HİPERGLİSEMİ (kan şekerinin normalin üstüne çıkması) ve buna bağlı olarak kanda keton cisimciklerinin artışı ile gelişen ketoasidozdur”
“Uzun yıllar içinde olan zararları ise şöyle özetleyebiliriz: Kalpdamar hastalıkları, hipertansiyon, gözde katarak, refinopat, böbreklerde nefropati yetmezliği, sinir sisteminde nöropati, deri, ayaklar, üreme organları, idrar yolları ve akciğer gibi bölgelerde yerleşen enfeksiyonlar. Uzun zaman içinde meydana gelen zararların oluşumunda başta gelen etken hiperglisemi yani iyi tedavi edilmeyen diabettir. Tip 2 (Diabetes Mellitus) Şeker hastalarının tedavisinde temelde dikkat edilmesi gereken kaideler vardır;
1-) Eğitim diabet tanısı olan hastalarda diabet hastalığı ve regülasyonu, zaman içinde olabilecek komplikasyonlar hakkında bilgilendirilmeli.
2-)Diabet tedavisinde temel hedef kandaki şeker düzeyini sürekli olarak normal ya da normale yakın değerde tutmaktadır. Bunu ilk basamağını perhiz oluşturur. Amaç diabetlinin dengeli ve doğru beslenmesidir. Aşırı kilolarını vermeleri gerekir.
3-)Diabet tedavisinin üçüncü aşamasını egzersiz oluşturur.
4-) Oral antidiabetik ilaçları
5-) İnsulinler”
 “Özel Vefa Hastanesi olarak İç Hastalıkları Kliniğimizde her türlü teşhis ve tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. İç Hastalıkları Polikliniklerimiz hafta içi her gün 08.00-18.00, Cumartesi günü ise 08.00-14.00 saatleri arasında hizmet vermektedir” şeklinde konuştu.
HABER:SOMA GÜNDEM GAZETESİ

Hiç yorum yok: